Tuesday, May 18, 2010


Birkaç güzel erkek buldum; ama elden çıkardım. Ben aşıkken insafsızım tatsızım.


Başlık uzunnn zamandır takip ettiğim Pucca'nın header'ından çalınma hatta esasında Nil Karaibrahimgil'in "nilkıyısındaevlendimçokmutluyumözgürkızlıksucksevkızlığırules" stage'ine geçmeden önce yazdığı bir şarkı sözüne aitmiş. Bugün farkettim. Algıda seçicilik böyle birşey olsa gerek...zira daha iyi tanımlayan kelimeler bulunamazdı zavallı bendenizi sanırım.

Eskiden bir adam üzerine aylar ve hatta senelerce ağlayabilirdim...gören gördü pek çok kişi şahit oldu. Şimdi umursamaz dırdırcı karının tekine dönüştüm ya hani, bu halim günlük yaşamı ben ve etrafımdakiler için kolaylaştırmakla beraber rahatsız da ediyor...hani başka evde tuvalete gidemeyen fallik dönemi sorunlu geçmiş obsesifler gibiyim. İlk başlarda karın ağrıları öldürür gibi olur, daha sonraysa karın ağrılarını da geçtim kronik kabızlığa dönüşür ya...hah öyle bir şey işte!!!Bu mereti ilk uygulamaya başladığımda -ki kendiliğinden mi oluştu yoksa bir savunma mekanizması mı onu da bilmiyorum- allah yarabbi kendimi kasıcam da laylaylay takılcam diye nasıl bir kasılır ve en sonunda bir yerlerde patlama noktası yaşardım şimdiyse kronik kardiyak ve duygusal kabızlıktan müzdaripim işte. Hani bunun bir duygudurum bozukluğu adı olacak olsaydı böyle olurdu herhalde.

Tolerans falan kalmadı bir kere, insafsızlık bu noktada yani...Baktım aman da iyi yönünden düşün aman da anlayışlı ol falan zırvaları artık nefes darlığı çektirmeye başlıyor hepten bıraktım...tek bir kötü davranışta sıfırlanabiliyor iki gün önce rüyalarıma HD kalitesiyle ve Karaca'nın ve bilimum çeyizci dükkanlarının sponsorluğunda giren adam. Telefon silmeyle başlıyorum ilk iş zira kendimi biliyorum o telefon silinmediği müddetçe manyaklar gibi aranacak sonra alt bilincime işleyen bu utanç kendini topluluk içinde çırılçıplak gördüğün rüyalara dönüşecek!Teknoloji zaten kimseyi ve hiçbirşeyi unutturmuyor insana anasını satıyım telefondan siliyorsun msnden facebooktan twitterdan bir yerlerden çıkıyor karşına..küt diye silmeyi de istemiyorsun hem götün yemiyo "ulan belki çok pişmanım eloiseee....karıcım geri dööönnn...nolur döönnn sensiz uyuyamıyooomm!!" diye feryat eder şu Tülay'ın kocası gibi sen de fırsatı kaçırmış olursun diye hem de gizemli olucan sallamıyo gözükücen ya yeterince cool olmuyor silmek...o yüzden buna da geliştirdiğim yeni yöntem şu ki...msn'de meşgul gözüküyorum anacım sürekli ki online olsa bile haberim olmasın geldiğinden, facebookta'da hide'ı çakıveriyorsun newsfeed özelliğine...oh kafan rahat!

Kaldı ki bir yerde okuduğuma göre tüm bağımlılıkları 21 günde yenebiliyormuşsun...Yani ister 30 yıllık kocan olsun ister aylarca peşinden koştuğun rüya adamın olsun...sigaradan beter olabileceğini düşünmüyorum; atlat ilk 21 günü yeni aşklara yelken açmaya hazırlan.

İlk bir iki saat sinir krizleri,yastık yumruklamalar,lost girl tripleriyle geçiyor adamın "the one" olmadığını anladığın hayal kırıklığı sonra ta daaaa!!Addiction free'sin. Bunun bir nedeni de aşkı bulimikler gibi yaşıyor olmam olabilir. Yani o ilk hayal kırıklığı anına kadar adamı o kadar abartarak hunharca ve oburca büyütüyorum ki gözümde...böyle tencerenin içine ekmeksiz neysiz dalar da 1 kilo yaprak sarmasını bitirirsiniz ya öyle işte...sonra bakıyorum ki yok olmayacak gidip tek bir parçası kalmayıncaya kadar çıkarmak için adamı içimden bir güzel kusup temizliyorum içimi dışımı...

Henüz alınganlıklar,yanlış anlaşılmalar,ön yargılar vs.den kurtulabilecek kadar ruhsal detoks yapamadım. Tüm bunları yaptığım gün kabızlık sona erecek ve en azından içe doğru s.çmamayı başaracağım bunu da biliyorum ama bol kalorili,trans yağlı,damar tıkayan,şeker komalarına sokan,mide bulandıran,gerçek körlüğü,mantık sağırlığı ve bol kalp ağrlılı bir kaç günü sağlıklı,tuzsuz,uzun yaşatan ama beraberinde zamanla içinde uzun yaşamanı isteten nedenleri unutturan birşeyler yaşamaya milyon kere tercih ediyorum şimdilik. Bir bakıyorum midem büyümüş, aynı kalbin içine esasında binlerce dansöz olan binlerce adam sığdırabiliyorum...bir bakıyorum tek tip beslenmekten kendimi açlığa sürüklüyorum...vakti gelince de doğru tuvalete koşuyorum...

Günün sonunda içimden sessizce hep şunu diyorum:

"I love you but i've chosen lightness."