Friday, September 03, 2010


Bak sana ne fısıldayacağım.

Gözünden öpme ayrılıktır derler, ağzımdan da öpme laf olur sonra, dudağımın kenarı eskiden özeldi, artık sıradan. Ellerimden öp sen hep beni kimsenin bilmediği yerlerimden. beceremiyoruz sanırım ya ikimiz de, çok da romantik olma esasında. Gırla küfür edeyim ben yine sonra kendi hayvanlığımdan utanayım.

Ekmek yiyelim tereyağı yiyelim çocuk büyütelim, dört duvar bir evde günlerce yataktan çıkmadan oturalım ben senin sırtını kaşıyayım arada, sen küçükken annemin yaptığı gibi o alçak tabureye oturt köpürte köpürte yıka saçlarımı.

Bak sonbahar da geldi hem, hırkalarımın kollarını çeke çeke ısıtmaya çalışayım ellerimi, arada bir çift eldivenin tekini dönüşümlü giyebilelim. Sıkış tepiş yaşayalım be şu hayatı da ite kaka olmasın ama olur mu?

Çiçek sevmem mesela ben, çok istersen gelirken bir bağ semizotu alabilirsin ama mesela, rakıyla öyle güzel mezeler yaparım ki aklın durur. 2 dubleden sonra şu koltukta sızıvereyim ve uyandırma beni lütfen.

Büyümüş de küçülmüş bir çocuktum ya ben, şimdi bırak çocuk olayım biraz.

Gözüne bir şey kaçmış diyorlar son günlerde, üç yerden birden diyorum. Çatal gibi batıyor içime.
Çağırınca gelirmiş ya hani...
Üç harfli.

No comments:

Post a Comment

konuşun bakalım: