Monday, August 31, 2009

KURAL 6: 'Şu dünyadaki önyargı, çatışma ve
husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk
diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur.'

Sabahtan beri blogger'ın kumanda panelini açıp birşeyler yazmaya kaç kere hazırlandığımı hatırlayamıyorum bile. Mutlu, mutsuz, düşünceli, aksi, umutsuz, hayalci...Genelde kendime yakıştırılan bu sıfatlardan hiçbiri yok bugünlerde üstümde. Onları soyundum bir güzel katlayıp benliğimin dışında bir yerlere kaldırdım. Bir süre havalanmaları lazımdı zira.

Bu aralar safi bir garip suskunluk hali var bende. Oysa anlatmak istediğim, yazmak istediğim, konuşmak, söylemek, sormak istediğim öyle çok şey var ki. Ama bazen köreliyor insanın dili böyle. Karşısına karşısındakinden bir ayna alıyor ve kendini onun seçebileceği cümlelerle tanımlamaya çalışıyor. Benim tanımım yok son bir kaç gündür, çok denedim çok fırlatıp kırdım o aynayı, çok konuştum ona, 'söyle bana güzel miyim?' dedim...Sonra hep eksik, yetersiz geldi birşeyler. Ben de gözümü kapatıp sustum uzunca bir süre. Öyle ki içimi bile susturdum, parmaklarımın bile bağladım gözlerini.

Dokunmazsa, elini uzatıp değmeye çalışmazsa nasıl hisseder insan bilmiyorum. Ama sustuğuma, görmeye çalışmaktan vazgeçtiğime göre bir süre dokunulmazlık da tanımalıyım etrafıma sanırım. Zihinsel oruç benimkisi de, kendimi sınamanın en güzel yolu.

Oysa kendimi kandırdığımı biliyorum çokları. Susturulan cümleler konuşulmuyor bir daha asla, yürünen yollar geri yürünmüyor. Zor çünkü, başlangıçlar ne kadar zorsa yeniden başlangıçlar daha da zor. Kızmıyorum artık ama, ne kendime ne başkalarına. Ne yaptıysa dilimiz yaptı diyorum. Herşey bir küçük sözcük, bir çalıntı bakış, bir zaruri dokunuşla başlıyor. Ve bazen bitmesi şartsa bir şeylerin, aynı şekilde oluyor. Elin,gözün,dilin bağlanması ve hatta mantığın, aklın bile tutsak edilip yalnızca kalbin konuşması, varsa eğer yazgının peşinden gidilmesi gerekiyor.

Tüm bunlar yeni bana, ama bir şekilde düşe kalka çabalıyorum.

Uzun bir zaman sonra ilk defa beni bana sessizce, kavgasız, dövüşsüz, çırpınmasız, fırtınasız döndürecek, eğer gerçekten yolundan sapmış şeyler varsa düzenleyip önüme sunabilecek tek çözüm bu çünkü.

Deniyorum, öğreniyorum...

No comments:

Post a Comment

konuşun bakalım: